A sınıfı

Akedemiye kaydolan öğrenciler saat 17'deki derslerini burada işleyecekler.

NOT:Derslere 30 dk ve üzeri süre geç kalan kişi derse alınmayacaktır

Hiroshi akademiye istenilen saatte gelmişti.Etrafı biraz gezdikten sonra sınıfını aramaya başladı.Bulduğunda içeriden hiç çocuk sesi gelmiyordu.İçinden "acaba derse başladılar mı?"diye geçirdi.Kapının yanına gitti ve kolu tutup ağır ağır çektikten sonra kapıyı hızlıca açtı ama sınıf bom boştu.Kendine ortalarda bir yer seçip oturdu.

Izumi sakin ama hızlı adımlarıyla akademiye girdi. Girişteki Chuuninlere durmadan selam vererek A sınıfına doğru ilerledi. Galiba geç kalmıştı. 5 te başlaması gereken derse 5:30 da girecekti. Üslerinin bunu duymamasını istiyordu... Kapıya vardığında bir an duraksadı. İçerden hiç ses gelmiyordu. Yoksa öğrencileri kaçmışmıydı? Yada belki yine o silgi şakasını yapacakları. Ah, bunun tekrar olmasına izin veremezdi. Hızlıca kapıyı açtı ve içeri girdi. Sınıfın tam ortasına -tahtanın ömüne- vardığında sıralara doğru döndü. Sadece bir öğrenci vardı. "Sadece bir mi?" diye düşündü. Önemli değil. Onun işi öğretmekti. Geç kalanlara başkası bakacaktı. İnce ve beyaz paltosunun altından bir kağıt çıkardı. "Hiroshi" dedi, çocuğa bakarak. Kağıtları yerine geri koydu. "Evet, galiba şu anlık sadece sana ders vereceğim ha, Hiroshi." dedi gülümseyerek. Dersten önce onunla biraz konuşmak istiyordu...

Hiroshi öğretmenini gördüğü an heycanlanmıştı.Yakın süre içinde ninja olacağı için seviniyordu.Öğretmenini beklemeden direk kendini tanıttı.
"Ben Hiroshi Taksuki,Ramen yemeyi çok severim ve yaramazım biraz"dedi ve öğretmenini bekledi.

Çocuğun cevabı onu biraz neşelendirmişti. Saate doğru baktı. Hızlı olmalılardı. Daha sonra tekrar Hiroshi'ye doğru baktı ve "Bende Kiseki Izumi. Senin yeni öğretmenin. Senle daha çok konuşmayı istiyordum ama ne yazıkki zamanımız az. İstersen başlayalım?" dedi. Ellerini "tora" pozisyonuna getirdi ve "Henge!" dedi. Küçük bir sisten sonra Hiroshi'ye dönüşmüştü. "Henge. Bu teknik istediğin bir kişinin kılığına girmeni sağlar. Genel bir tekniktir ve çok kolaydır. Sadece dönüşmek istediğin kişiyi kafanda iyi canlandır ve chakranı yoğunlaştır." dedi ve tekrar Izumi haline döndü. "Şimdi bana dönüşmeyi dene." dedi.

Not: Zarını sen at, yapıp yapamadığına karar vereceğim ^^

Aklına ilk gelen kişi öğretmeniydi.Öğretmenini iyice inceledi ve çakrasını yoğunlaştırmaya başladı.Sonrada :
"HENGE!!!"

'Hiroshi Taksuki' üyesi bu işi tamamladı : Zar atmak

'20lik Zar' : 18

Karşısında tamamen kendisinin bir kopyası duruyordu. Şöyle etrafında bir kaç tur atarak herhangi bir hata yapmışmı diye inceledi. Tekniği ilk deneyişinde mükemmel yapmıştı. Buna nedense kendisi de sevinmişti. Tekrar karşısına geçti ve "Çok iyi. Sıradaki tekniğe geçebiliriz. Şimdiki Kawarimi. Bir obje ile yer değiştirme gibi düşün. Bunu savaşlarda, zor durumda kaldığında kullanabilirsin. Çok basittir. Sadece yer değiştirmek istiğin objeye odaklan ve chakranı yoğunlaştır." dedi. Daha sonra ise sırtındaki Tsurugi'yi sayasıyla beraber sırtından çıkardı ve onu kapıya yasladı. Tekrar Hiroshi'nin karşısına geldi ve fısıltıyla "Kawarimi no Jutsu" dedi. Birden Izumi'nin yerinde Tsurugi, Tsurugi'nin yerinde ise Izumi vardı. Tekrar Kawarimi yaparak Tsurugi ile yerleri değişti. "Gayet kolay. Şimdi sen kapıya dayalı duran kılıcımla yer değiştirmeye çalış." dedi.

Öğretmenini cok dikkatli dinlemişti.Biraz bekledi ve derin bir nefes aldıktan sonra çakrasını yoğunlaştırmaya başladı.Kılıca iyice odaklandıktan sonra:
"Kawarimi no jutsu"dedi.

'Hiroshi Taksuki' üyesi bu işi tamamladı : Zar atmak

'20lik Zar' : 16

Hiroshinin odaklanmasını izledi. Hiroshi Kawarimi dedikten sonra ve yer değişmesi arasında olması gerekenden 1 saniye fazla bir açıklık vardı. Tsurugi havada yere düşmeden onu kaptı, sırtına astı ve Hiroshi'ye "Tekniği yapabildin ama biraz geciktiğini sende farketmişsindir. Bir savaşta asla gecikmemeye bak, çünkü 1 saniyelik bir fark bile hayatına mâl olabilir. Şimdiki tekniğin adı Bunshin no Jutsu. Bu teknik senin tam bir kopyanı yaratır. Ancak bu kopya sadece kafa karıştırmak içindir. Hiçbir şekilde saldırı yapamaz ve teknik kullanamaz. Tek bir çizikle bile yok olabilirler. Bunu savaşta rakibinin kafasını karıştırmak ve gizli bir yerden aniden saldırmada kullanabilirsin." dedi. Daha sonra elini tekrar "tora" pozisyonuna getirdi ve "Bunshin no Jutsu!" dedi. Izumi'nin yanında bir tane kopyası oluşmuştu. "Bu da kolay ve temel tekniklerden biridir." dedi. Bir an duraksadı ve "Bunu yap ve mezun oluyorsun Hiroshi!" dedi, çocuğu biraz daha heyecanlandırmak için...

Bu jutsu çok hoşuna gitmişti.Çünkü insanları şaşırtmayı seviyordu ve tam istediği şey bu jutsuydu."Eğer bunu yaparsam mezun olucağım ha!!" dedi ve alnın dan akan teri sildikten sonra "Bunshin no Jutsu" dedi.
Bir duman sisinin ardından acaba olucakmıydı?

'Hiroshi Taksuki' üyesi bu işi tamamladı : Zar atmak

'20lik Zar' : 16

Sisin arkasından doğru düzgün bir bunshin çıkmıştı. Izumi, Hiroshi'yi alkışlayarak paltosunun cebinden alın koruyucusunu çıkardı. Hiroshi'ye alın koruyucusunu uzatarak "Tebrikler. Ama mezun olmadan önce sana el mühürleri hakkında bir ders vereceğim." dedi. "El mühürleri, shinobilerin ninjutsuları yapması için chakralarını odaklamalarını sağlar. Çoğu jutsu el mühürleri ile yapılır. Şimdilik el mühürlerini ezberlesen yeter. İleride jutsu öğrenirken işine yarayacak." dedi ve el mühürlerini göstermeye başladı. "Ne, Ushi, Tora, U, Tatsu, Mi, Uma, Hitsuji, Saru, Tori, Inu, I" Bir an duraksadı ve devam etti "Toplamda 12 taneler. Bunları ezberlemeye çalış."

Hiroshi kendine uzatılan alın bandını çok hızlı birşekilde öğretmeninden aldı.Sağa sola doğru koşuştururken "Tebrikler. Ama mezun olmadan önce sana el mühürleri hakkında bir ders vereceğim." Kelimesini duyduğu an duraksadı ve tekrar öğretmenini dinleme başladı.Öğretmeninin yaptığı el mühürlerini teker teker ez söylemeye ve ezberlemeye başladı."Ne, Ushi, Tora, U, Tatsu, Mi, Uma, Hitsuji, Saru, Tori, Inu, I" hepsini ezbere diyebiliyordu ama sorunu el mühürlerini yapmak idi hareketleri tam yapamıyordu.Az süre geçtikten sonra normal bir şekilde kendince doğru yapmaya başladı sonrada öğretmenine bakarak "Oldumu Sensei" dedi.

Izumi, Hiroshi'nin bir süre el mühürlerini yapmasını izledi. Daha sonra ise "Oluyor ama bunları daha hızlı yapmalısın. Ve şunu da böyle yapmalısın." diyerek bir kaç mühürü düzeltti. Bu çocuk gayet iyiydi. Eğer bu formunu korursa ileride çok iyi bir shinobi olabilirdi. Bir kaç adım geri çekildi ve "Hadi bir daha dene. Ama bu sefer hepsini daha hızlı ve daha doğru yap. Eğer başarılı olursan tamamen mezun olmuş olacaksın. Başka ders yok." dedi sinsice gülerek.

Mezun olabilmeği gercektende istiyordu bu sefer daha da ciddileşti ve tekrar denedi "Ne, Ushi, Tora, U, Tatsu, Mi, Uma, Hitsuji, Saru, Tori, Inu, I" sanki ilahi bir güc gelmişti nerdeyse kelimeler ağzından cıktığı gibi hızlı birşekilde yapmıştı ama öğretmeninin beğenip beğenemeyeceğini bilmiyordu ve tekrar öğretmenine baktı.

Izumi büyük bir ilgiyle öğrencisinin el mühürlerini izliyordu. İstediği gibi hızlı ve doğru yapabilmişti. Eh, biraz pürüzler olmuştu ama onları da antremanlarda pekâla düzeltebilirdi. "Eveeeet, artık mezun olabilirsin. Alın koruyucunu şimdi tam anlamıyla hakettin. Tek yapman gereken antreman. İyi bir shinobi olacaksın, Hiroshi." dedi gülümseyerek. Daha sonra ise saate doğru baktı. Dersin çoktan bitmiş olması gerekiyordu. Öğrencisine biraz bunu kutlaması için vakit verdi. Daha sonra ise onu beklemeden kapıya doğru gitti ve "Daha sonra görüşürüz Hiroshi." dedi ve sınıfı terketti. Adımlarını sıklaştırdı ve ellerini ince paltosunun cebine attı. Tekrar girişteki Chuuninlere selam vererek oradan ayrıldı. Evine doğru ilerlerken baya yorulduğunu düşünüyordu. Ama iyi iş çıkarmıştı. En azından bir öğrenciyi mezun edebilmişti. Onun kendisi gibi yanlış şeyler yapmayacağını umuyordu. Ama eninde sonunda yapacaktı. İçini tekrar bir karamsar hava kaplarken çoktan evinin yakınlarına varmıştı...

Öğretmenin arkasından "hoşçakalın sensei"diye bağırdı ve büyük bir gururla eve gidiyordu.Gören arkadaşları onu kıskanıyordu yüzlerinden belliydi.Eve ulaşmadan annesini gördü ve alın koruyucusunu gösterdi yolda yürürken kurduğu hayaller sürekli büyük görevler,başarılı görevler,icat ediceği jutsular üzerineydi ama aklına hiç bir an ölüm gelmiyordu.Biraz yürüdükten sonra saklambaç oynayan arkadaşlarının yanına katıldı.

Ryu sıkılmıştı cakit gelmişti ders yapacaklardı dersi hiç sevmiyordu annesi zorla getirmişti okula dersler keyifli geçmesse çıkailirdi dersten içeri girdi içeride kimse yoktu cam kenirına oturdu ve gelen geçenlere bakmaya başladı canı çok sıkılıyordu bu günlerde yaz sıcağında bulanıyordu hokage heykellerine bakmaya başladı bir sürü hokageler geçip gitmişti bu köyde şimdiki hokageyi görmemişti hiç köyde bir shinoi olduğu zaman hokageden görevleri alıcaktı ozamanda hokageyi görecekti bu düşüncelere dalan Ryu bir sesle irkildi ayak sesleri geliyordu dışarıdan galiba bu öğretmeni olabilirdi hemen doğrulup beklemeye başladı.

Nerdeyse tam bir gün uyumuştu. Bu jutsu gerçekten insanı yoruyordu. Savaşta fazla kullanmaması için kendini tembihledi. Saate baktı. Bakmaz olaydı. Eğer hızlı olmazsa şimdiki derside kaçırabilirdi. Neden bu kadar çok miskindi ki? Hemen ince paltosunu giydi, Tsurugi'yi kaptığını gibi dışarı fırladı. Hızlıca koşturarak Akademi binasının önüne geldi. Yavaşlayarak normal bir şekilde akademiye girdi. Başuru masasından bu günkü öğrencisinin formuna göz attı. "Hmm... İsim: Ryuzaki... Hyuuga? Bu ilginç olabilir." diye düşündü. Hemen dersliğe doğru ilerlemeye başladı. Kapıyı açtı ve Cam kenarında oturan öğrencisine doğru gülümseyen bir ifade ile baktı. "Evet, Ryuzaki. Derse hazırsın sanırsam?"

Evet bu düşündüğü kişiydi öğretmeni gelmişti çok beklememişti oda tam bilmiyordu ders saatini rastgele gelmişti derse hazırım dedi ama içindeki Ryu bezmiş şekilde başlıyoruz çabuk bitsede kurtulsam diyordu dersin eğlenceli geçmesini umarak Merhaba sensei ben Hyuuga Ryuzaki dedi.
Lütfen bana kısaca Ryu deyin efendim dedi ve senseinin kendisini tanıtmasını bekledi.

"Peki, Ryu. Bende Kiseki Izumi. Bu derste senin öğretmenin olacağım." dedi yumuşak bir tonla. Bu genç Hyuuga'ya mezun olması için gerekli şeyleri öğretecekti. Eğer başarılı olursa da onu mezun edecekti. "Bir Hyuuga'lının performansını görmek kötü olmayacak." dedi içinden. Bu çocuk özel bir aileden olduğu için normal öğrencilere göre daha fazla performans göstermesini umuyordu. "Hemen derse başlayalımmı yoksa bana sormak istediğin bir şeyler varmı?"

Ryuzaki senseinin ismini öğrendikten sonra hayır size somrak istediğim bişey yok dedi gülümsiyerek ama ilk derslerini merak ediyordu yavaşça"İlk dersimiz ne olacak İzumi sensei"diye sordu ilk dersi güzel geçicekse diğer derslerde mutlaka eğlenceli geçicektir diye düşündü Ryu.İlk dersimizin 3 temel jutsu olabileceğini düşündü sonra ve bunu senseine sordu acaba ilk dersleri temel jutsularıdan birimi olacaktı.

"Evet, doğru bildin. Bu derste sana 3 temel jutsuyu öğreteceğim. Bunlar sırasıyla Henge, Kawarimi ve Bunshin." Bir an duraksadı. Ders iyi geçecek gibiydi. Zeki bir öğrenicisi olduğu için şanslıydı. "O zaman hemen derse geçelim. İlk olarak Henge." Ellerini birleştirdi ve "Henge." dedi fısıldayarak. Birden Ryuzaki'ye dönüşmüştü. Ryuzaki formunu koruyarak "Bu jutsu senin bir başkasının görüntüsüne bürünmene yarar. Eğer gizliliği tercih ediyorsan bu tekniği iyi öğrenmelisin. Zorda kaldığında, kendini başka birinin şekline dönüştürüp oradan uzaklaşabilirsin." dedi ve tekrar eski haline döndü. "Yapması ise gerçekten kolaydır. Dönüşmek istediğin bir kişiyi iyice hayal et ve chakranı kendi üzerinde odakla. Hazır olduğunda ellerini birleştir ve Henge! de. Gerisini chakra halleder." Öğretmen sandalyesini aldı ve tahtanın önüne oturdu. Ryu'nun jutsuyu yapmasını bekliyordu.