Bir kaç anahtar sesi sonrası, içeriye atılan ilk adımlar.. Havanın yeni yeni aydınlanması yüzünden içeriye giren çok ama çok loş ışık. Konshin, gene bir yerlerde sabahlamıştı. Kesinlikle, jutsu çalışması, teknik çalışma, yada akademi öncesi temel eğitimler değildi bunlar. Küçük bir ramen ile tüm geceyi geçirmişti. Konoha'nın dışında takılmak ve Konshin'in bile bilmediği bir saatte eve gelmek. Üstünde ki, yeşil ceketi çıkartıp sabah tişörtünü çıkardığı gibi bilinmeyen bir yere attı. Sabah onu aramak için + bir süre daha zaman kaybedeceğini bilse de, uykuya yenik düşüyordu işte. Gece uyumak için giydiği kıyafetleri giymeye başladığında, yarın olmasını hiç istemiyordu. Hep gece kalsa çok mu kötü olurdu sanki? Hep gecenin o karanlık ışıkları etrafa yayılsa.
Yatağın içine attığında kendini, gün içinde nasıl yorulduğunu yeni anlıyordu. Aslında evet, hiç hareket etmemişti, çalışmamıştı, ya da koşmamıştı.. Ama yürümenin verdiği tüm yorgunluğu bedeni saklamıştı. Bunu geçirmenin en güzel yolu, uyku idi belki de.. Konshin, loş ışık veren camdan son kez bulutlara baktı. Yerli ve yersiz gözüküyorlardı. Güneşin önünü kapatma görevini tüm gece üstlenmişlerdi. Yıldızlar da elveda ediyordu sanki... Parlaklıkları yavaş yavaş soluyor muydu neydi? Bir süre daha pencereden dışarı baktıktan sonra, sırtını pencereye çevirip kendi ile baş başa kalmaya başlamıştı. Güzel bir dinlenmenin ardından, güzel bir uyku ile; Yarına dinç başlayacağına emindi..