Sitemize Hos Geldiniz... |
|
| Mezarlıkta Günbatımı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 9:24 pm | |
| Güneş hafiften dağların arkasına doğru ilerliyordu. Ufuk çizgisindeki o turuncu renk her zaman Izumi'nin içini bir hoş etsede, o günlerden biri değildi bu gün. Düşünceli bir şekilde öğretmeninin, yani takım kaptanının mezarının önünde duruyordu. Bu mezar aslında sadece bir simgeydi, çünkü hiç bir zaman cesedi bulunamamıştı...
Tsurugi'yi sayasından çıkardı ve mezar taşının önüne sapladı. "İşte senin hediyen, usta. işime çok yaradı sen yokken." Hocasının ölümünden 3 sene geçmişti. Kılıcı onun için dövüp işlemesinden tam 1 ay sonra, özel bir göreve gitti ve bir daha dönmedi. Sadece ormanda alın koruyucusu kanlı bir şekilde bulundu. En azından Izumi'ye öyle söylendi. Genelde bir Jounin ölünce cesedi ya yakılır, yada tanınmaz bir hale getirilirdi.
Biraz daha sanki hocası karşısındaki gibi konuştu. 3 sene önce hem birini öldürmüş, hemde ona en yakın olan kişi öldürülmüştü. İnsan hayatına değer verirdi. Bunu kaldıramazdı. Ama hala buradaydı. Artık güçlü olmaya söz vermişti. Bir süre sessiz kaldı. Tsurugi'yi yerinden çıkartı ve sırtındaki saya'ya geri koydu. Bu arada güneş çoktan batmaya başlamıştı bile. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Mezara sırtını döndü... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 9:37 pm | |
| Güneş Hokage heykellerinin arkasında kaybolmaya yüz tutmuştu.Hafif bir rüzgar saçlarını havalandırıyorken diğerlerinin tıpatıp aynı bir mezarın önünde bağdaş kurmuş olan Mekato,çoğunlukla yaptığı gibi ses çıkarmadan 4 sene önce bir görevde onun hatası yüzünden ölen takım arkadaşının mezat taşına bakmaktaydı.Minami Yukio.Yukio ismi ona çok şey hatırlatıyordu,eski günler,neşeli günler..
Yukio'nun ölümünün üzerine geçen 4 senede çok şey değişmişti Mekato için,insanlara bağlanmaktan,onları sevmekten korkar hale gelmişti.Çünkü değer verdiği bir insanı kaybetmenin ne demek olduğunu ancak o zaman anlayabilmişti.Ondan sonra gittikçe içine kapanmış ve hayattan soyutlanmıştı.İnsanlarla birlikte olmak onu ister istemez boğuyordu artık.İnsani hislerinin öldüğünü bile düşünmüştü.Ama yine de eski neşeli günlerine dönmek istemediği söylenemezdi.İnsanlarla rahatça konuşup arkadaş olabilmek,güven..Çok yabancı kavramlardı artık Mekato için bunlar.Yine de bunları umursamıyordu.Yaşam onun için yalnızca boş bir oyundan ibaretti,canını kaybeden oyun dışı kalır..
Burada kaç saattir oturduğunu bilmiyordu,iki günde bir buraya gelip yalnızca otururdu.Hiçbirşey yapmamak onu sıkmazdı,zaten sıkılmak için bir sebebi de yoktu.İnsanı duygularını yitirmişti.Ancak bu kez,uzun zaman sonra bu kez arkadaşıyla,o zamanki yaşına rağmen *ilk aşkıyla* konuşmak istedi.Sebebini bilmiyordu,yalnızca konuşmalıydı; "Uzun zamandır ayrıyız ha Yukio.." İfadeden yoksun sesiyle söylemiş olduğu kelimeler istem dışı ağzından dökülmüştü.Ama bu bile fazla gelmişti ona.Yeniden susup gözlerini mezar taşına dikti ve hiçbirşey yapmadan oturmaya devam etti.. | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 9:53 pm | |
| Tsurugi'yi sayasına koyarken, bu tenha yerde bu saatte kendinden başkasının olmayacağını düşünürken, ilerid, bir mezar taşının önünde yerde oturan kişi dikkatini çekti. Hayatının anlamının ölümüne şahitlit etmiş bir kişi daha... Acaba o neyini kaybetmişti? Ailesini? Kardeşini? Belki de hocasını. Merak ediyordu. Öğrenmek istiyordu. Gerekirse ona yardım etmek istiyordu. İnsanlar eski bağlarını kaybettiklerinde yenilerini kurarak hayatta kalmalıydılar ona göre.
Yavaşça ona doğru ilerlemeye başladı. Sertleşen rüzgar, arkasından esip ince ve uzun paltosunu öne doğru atıyordu. Genç biriydi. Hemen hemen onun yaşlarında olmalıydı. Hemen arkasında durdu. Aralarında bir kaç adım vardı. Onu farketmemiş gibiydi. Gözlerini mezartaşına doğru hafifçe indirerek okudu "Minami Yukio" Bir süre daha sessiz kaldı. "Zor değil mi?" dedi, havadaki ölüm sessizliğini bozarak... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 10:07 pm | |
| Tanımadığı ses karşısında hafifçe başını kaldırıp sesin sahibine baktı.Siyaha çeken mavimsi,fazla uzun olmayan saçlara ve kendi yaşlarında bir yüze sahipti misafiri.Dikkatini çeken *gereksiz* ayrıntıları umursamayıp önüne döndü ve bir süre cevap vermedi.Tanımadığı ve bir mezarlıkta karşılaştığı birine neden cevap vermeliydi ki?Zaten onu pek umursadığı söylenemezdi.Ölü sessizliğin içinden gelen ses kendisini derin düşüncelerinden çıkarmıştı.Ve bunu pek istediği söylenemezdi.O yalnızlıkla arkadaştı,başka kimseyle değil..
Yanındaki kişiyi umursamadan gözlerini kapatıp eski pozisyonunu aldı ve yeniden düşüncelerine dalmaya çalıştı,yine de bu beklediğinden daha zordu,gözler kendisini izlerken nasıl düşünülebilirdi ki.Rahatlamak için onu başından savmalıydı,bu sebeple ona bakmadan gönülsüzce olsa da onun sorusundan on dakika kadar sonra cevap verebildi;"Evet,zor.Ama zor olmassa ne önemi var ki?Sonuçta hayat yalnızca bir oyun,oyunlar zorlu olmalıdır." Ardından istemediği misafirinin artık gitmesi isteğiyle gözlerini yeniden kapadı ve düşüncelere dalmaya çalıştı.Ancak kafasını yeni bir şey kurcalamaya başlamıştı.Çok uzun zamandır kimseyle kendisinden üst rütbelilerden emir alırken yada görev haricinde bu kadar uzun konuşmamıştı.Ramenciye gittiğinde bile aşçı onun ne istediğini sormadan önüne ramenini koyardı ve parasını aldığı sürece bunu umursamazdı da.İnsanlarla konuşmayı özlemiş miydi?Kafasını kurcalayan bu yepyeni sorunla birlikte hafifçe suratını buruşturdu.. | |
| | | Akaoni Shanks Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 15/06/09 exp : 20798 Nerden : Otogakure
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 10:14 pm | |
| Rüzgar onu nereye iterse gidiyor gibiydi... Ayakları kendi iradesini kazanmış gibi... Yenilmez dedikleri "Kara Ejder" ayaklarına yenilmişçesine yine kendini bu mezarlıkta bulmuştu. Aradan geçen beş uzun yıla rağmen, belkide bir içgüdü, onu mezarlığa getirmişti. Güneşin dağın ardında kaybolurken havaya verdiği o hüzünlü turuncu renk adeta o an hissettiklerinin havaya yansımasıydı. Mezarların arasından süzülüyormuş gibi sessizce geçip sonunda durabilmişti. Birkaç adım önündeki mezartaşına bakmak, onun orda durduğunu kabul etmek istemiyordu. Ancak oradaydı işte, beş yıl boyunca üstündeki "Kisaragi Danjo" yazısıyla oradaydı. Her yıl tam da bugün buraya gelirdi Saemon. Yavaşça elindeki çiçekleri oraya bıraktı. Bir yıl önce bıraktıklarından sadece bir tane kurumuş olanı oradaydı. Diğerleri rüzgarın ve havanın oyunlarıyla uçup Saemon gibi o çiçeği de yalnız bırakmış olmalıydı. Birkaç dakika orada oturup anılarla başbaşa kalmaya karar verdi. Jounin olmasını çok isteyip bir günle bunu görmeyi kaçıran büyükbabasının mezarının yanına oturdu.
Not: Rpye izinsiz daldığım için üzgünüm. Ancak chatte izin istedim ve cevap alamadım.
| |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 10:31 pm | |
| Yukarıdan baktığı kişinin yüzünde garip bir umursamazlık sezdi. Cevap vereceğini düşündü, her türlü söze hazırlıklıydı. "Sen ne anlarsın." "İşin değil" "Git buradan" ... Bu tür konuşmaları çok yapmıştı. Ama o bir şey demedi. Sadece kafasını tekrar eğip gözlerini kapatmıştı. Merakına yenik düşmüştü. Tepesinde dikilmeye devam edecekti. Cevap alana kadar. Onu tanıyana kadar.
Yaklaşık bir on dakika sonra, sonunda bir cevap gelmişti. Ancak bu cevap, onun en son duymak istediği, tahammül edemeyeceği ve korktuğu sözlerdi. Hayatın bir oyun olduğunu düşünmek... Buna inanamazdı. Bu kişi ne için yaşıyordu böyle? Merakı daha da artıyordu.
"Demek oyun ha? hayatın bir oyun olduğunu düşünüyorsun. Hemde en zorlu olanından. Biliyormusun, hayatın bir oyun olabilir, ama onu sen oymanazsın. Onu sen şekillendirirsin. Hayat zorluysa, bunu sen istemişsindir." İlerde yerde oturmakta olan Jounini gösterdi ve "Bak mesela, bu jouninde onun için önemli olan birini kaybetti. Ama eminim hayata umutla bakıyordur ve dününü düşünmüyordur. Hayat zorlamaz, öğretir. Bu dersi anlamayanlar ise bunu bir zorluk olarak görürler. Sözlerimi anlamayabilirisin ama, böyle bu halde yerde oturup hiç yol almamaktansa, ayağa kalkıp yürürüm, en azından yol alırım, daha iyi. Bunu anlasan bile benim için iyi bir şeydir." Arkasını dönüp bir cevap bekledi. Muhtemelen gelmeyecekti ama, o yine de bekleyecekti. Rüzgarda dalgalanan saçlarını hafif bir gülümsemeyle okşadı...
Not: Chat'e bakamadım neyse ^^ devam edelim... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 10:47 pm | |
| Neden artık başından gidip onu rahat bırakmıyordu ki,gereksiz sözler sarfedip beynini bulandırmaya devam ediyordu.Hiç istemediği halde sinirlenmeye başlamıştı,onun ne haddineydi kendi hayatına karışmak.Bıraksındı huzurlu ve yalnız hayatına devam etsin.Başını kaldırıp ona okkalı bir hakaretle birlikte burdan gitmesini söylememek için kendini zur tutuyordu.Ama beş dakikalık bir süreç ardından sakinleşebildi ve kafasında cevabını tasarladı,ona artık konuşması için fırsat vermek istemiyordu.Yalnızca birkaç kelime daha edecekti ve tepesine dikilmiş *gereksiz* kişi yanından ayrılacaktı.Bu kadar zor muydu?Uzun zamandır kimseyle resmiyet harici konuşmadığından ne diyeceğine karar vermesi biraz daha zamanını aldı.Zeki olabilirdi ama uzun zamandır sosyalliği sıfırın altına indiğinden bu konuda zorlanıyordu.Yine ona bakmadan -bu kez gözlerini bile açmaya teşebbüs etmemişti- ;"Evet,oyunu ben yönlendiriyorum ve emin ol onun ölmesini kesinlikle çok istemişimdir(!)Ama bir konuda haklısın,benim yüzümden öldü.Oyunun kontrolü bendeydi ve yanlış bir hamleyle oyunun geleceğini kararttım.Yalnızca bu kadar,başka bir şey değil."
Bir süre daha aynı pozisyonda oturdu,ama hala arkasında bir hareketlilik hissetmiyordu,kız da anlaşılan onun tepesinde dikilmeye kararlıydı.Onu ne kadar umursamak istemese de nefes alış verişinin düzeninin bozulması ve beyninin yine sulanması sonucu yavaşça başını yeniden kaldırdı ve ifadeden yoksun,mırıldanır gibi çıkan sesiyle konuştu;"Başımda ne kadar durmaya devam etsen de birşey değişmeyecek.Artık git buradan." | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 10:58 pm | |
| "...Artık git buradan." "Artık git buradan."
Söyleyeceği şeyi önceden tahmin etmişti. Bu konuşmayı başkalarıyla çoğu kez yapmıştı, ve artık söyleyebileceği her şeyi tahmin edebiliyordu. Nedense onu bu durumdan kurtarmak istiyordu. Zaafıda buydu işte. Yardıma ihtiyacı varmış gibi görünen, ama gerçekten yardıma ihtiyacı olmasa bile herkeze yardım etmeye çalışmak... Büyük bir iç çekişle elini Tsurugi'ye götürdü. "Bunu cidden yapmalımıyım?" dedi içinden. Evet yapmalıydı. Bir kişiyi daha o karanlığın dipsiz kuyusuna bırakamazdı. Bir kişi daha hayatını yaşayamadan ölemezdi. Ve hayatın bir oyundan ibaret olmadığını ona göstermeliydi. Bir insanın hayatıyla oynamak bile miğdesini bulandırıyordu. Hızlıca Tsurugi'yi çekti ve mezar taşı ile önündeki kişinin arasındaki toprağa sapladı. "Yan, Tsurugi..." Tsurugi yanmaya başladı. İlerde oturan Jounin'i görmezden geliyordu. Zaten bu işi pekâla kısa bir sürede bitirebilirdi. "Madem hayat bir oyun, insanların hayatlarıyla oynanabiliyor, gel de sana o oyunun boşa harcanmayacak kadar değerli olduğunu hatırlayatayım..." dedi, derinden gelen soğuk bir sesle. Rüzgar daha da sertleşti bir an, saçları ve ince paltosu uçuştu, ancak o hareket bile etmiyordu. Sadece cevabı bekliyordu... | |
| | | Akaoni Shanks Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 15/06/09 exp : 20798 Nerden : Otogakure
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 11:04 pm | |
| Kisaragi anılara dalmış kendi içindeki küçük dünyayı seyrederken adeta bir paralel evrenden gelen bir bağırışla yeniden kendini o olmasını bile hiç istemediği mezartaşının karşısında otururken buldu. Yan tarafında yeni fark ettiği iki chuuninin konuşmasına şahit oluyordu. Birisinin sözlerinde kendi sinirlerini dahi bozan bir sözü duyduğu an ister istemez ayağa kalktı. "Hayat yalnızca bir oyundur." Bu sefer bilinçli bir şekilde sert adımlarla ilerlerken diğerinin konuşmasını duyunca yumuşak adımlarla ona doğru ilerlemeye başladı. Hafifçe ikisinin olduğu yere yalaşıp "Afedersiniz ama sözlerinize istemiyerek şahit oldum... Sen genç adam, hayatı bir oyun olarak görme, onu sadece ama sadece akmaya devam eden bir kum saati gibi düşün. Her kumla bu dünyasdan biri acıyla ya da sakince, sevdiklerinin yanına giderek ya da sevdiklerini yalnız bırakarak gidiyor. Ancak kalan kum taneleri sadece onların yanına gitmeyi değil, üstte kaldıkça bu zamanı yaşamayı da öğrenmeli... " bunları ancak iki yılda kendine kabul ettirmişti ve bu yüzden neredeyse sesi titreyecekti. "Ayrıca siz sayın bayan, hayatın ne olduğunu bilmeniz güzel ancak insanlara biraz daha sakin yaklaşmayı öğrenseniz güzel olacak gibi. Bu düşünceyi ben de onaylamıyorum ama sakin bir şekilde halletmeye çalıştım. Tabii benim konuşmamı nereye kadar dinler ona kalmış." Bir jounin bile olsa bu kadar öğüt vermemeliydi ve belkide çok fazla konuşmuştu. Şimdi tek yapabildiği olduğu yere oturmakdı. Ancak kızın kılıcını çektiğini görüp tek bir kaşını bile oynatmadan kendini diğerine saldırmadan önce kızı engellmeye hazırladı.
| |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 11:11 pm | |
| Arkasındaki hareketlilikle sonunda gitmeye karar verdiğini düşünmüştü.Derin ve rahatlatıcı bir nefes aldı ve düşüncelerini temizleme işine devam etmeye başladı.Yalnız kaldığını düşündüğü birkaç saniye onun için çok rahatlatıcı olmuştu.Ama yine aynı sinir bozucu sesi duyup kızın gitmediğini anlayınca yüzü yeniden buruştu.Ama bu kez birşey demeyecekti kararlıydı.Yine de metalin ani sesini duyunca gözleri hafifçe aralandı.Yine de telaşlanmamıştı,sakinca oturmaya devam etti.Hemen sonra kılıca verilen komut ile yüzüne hafif bir acı-alaycılık ifadesi yerleşti.Kendisine ders vermek için saldıracak mıydı.Peh,saldırsındı.Ölmek onun hoşuna giderdi..
Yanlarına gelen yeni kişiye dönerek onu yavaşça süzdü,ardından ne dediğini dinlemeye bile tenezzül etmeyerek önüne döndü ve oturmasına devam etti.Ama hemen nedenini bilmediği şekilde *gereksiz kişiye* cevap verme isteği uyandı içinde.Ve hiç düşünmeden konuşmaya başladı;"Bana saldıracak mısın?Beni öldürecek misin?İstiyorsan yap.Acımadan yap.Yalnızca blöf yapıyorsan bu büyük bir kayıp olur ama beni öldüreceksen öldür.O kadar da zor değil.Yalnızca kılıcı kaldırıp kalbime saplayacaksın,ya da kafamı uçurabilirsin.Bu yalnızca benim oyun dışı kalmam olur.Hayat aynı şekliyle devam eder.Benim ölmemi kimse umursamaz,her gün gittiğim ramenci arkamdan üzülecek mi?Ya da şehir halkı.Yalnızca bir ölüm denilecek ve soğuk bir tabut içinde ilerideki boşluklardan birine gömüleceğim.Bu kimin hayatında neyi değiştirebilir ki?O kadar değerli bir insan değilim.. | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 11:26 pm | |
| Kahretsin. Jounin karışmadan bu işi bitirebileceğini düşünmüştü ama demekki yanılmıştı. Yüzündeki ifadesizliği bozmadan ve elini kılıçtan çekmeden kendi üstüne bir göz gezdirdi. "Gayet sakinim." dedi .Gözlerini kapatıp umursamaz bir şekilde, kalın kafalı olarak gördüğü beyaz saçlının sözlerini dinlerken kılıcını yerden çıkardı. Beyaz saçlı sözlerini bitirince ise Jounin'i umursamayarak sözlerine başladı "Sen. Karakterin olarak 5 para etmez biri olabilirsin. Yeri geldiği zaman Konoha'yı satacak bir aptal ve hain de olabilirsin. Ama sonuçta bir insansın. Seni o tabuta koymaları bile seni düşündüklerini gösterir, Shiroi Kami-san. [Beyaz Saç demek ] Biraz olsun kendine önem ver ha?" Sözleri bitince ise boşta olan eliyle onu ensesinden kavrayıp yukarı kaldırdı, onu kendine çevirdi ve boğazını kavradı. "Seni öldürmeyeceğim. Sadece sena, hayatının önemini anlatacağım. Sein kurtarmaları için yalvarana kadar pataklayacağım. Ölme fikrini 'cidden' aklına getireceğim. Öyle bir an gelecek ki, ki o zaman cidden ölmeyi istediğini farkedeceksin, bana hak vereceksin." Beyaz saçlının boğazını bırakmadan kılıcını Jounin'e doğrulttu ve "Sende sadece izleyeceksin. Bunun iyi bir eğitime ihtiyacı var." dedi. Beyaz saçlının ne düşündüğünü çözmeye çalışıyordu. Eğer cidden ölmek istiyorsa ve bunu kabul ederse, onu cidden öldürmesinde bir engel yoktu. Ama bunu yapmayacaktı. Asla yapmazdı. Sonra tekrar sordu "Peki ölmek istiyorsan neden yaşıyorsun? Bana bunun cevabını ver!" dedi. Sesini biraz yükseltmişti... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Çarş. Haz. 17, 2009 11:38 pm | |
| Ensesinde hissettiği temas ve ayağa kaldırılışı sırasında hiçbir ters tepki vermemiş ve kendini rahat bırakmıştı.Zaten aksi taktirde güçlü kuvvetli bir adam harici kimse o pozisyonda birini bu kadar kolay ayağa kaldıramazdı.Döndürülüp boğazı sıkılırken yüzündeki ifadesizliği korudu;"Yazık,hala ne demek istediğimi anlayamamışsın.Ölmek benim için birşeyi değiştirmez,ama kendimi de öldüremem.Yalnızca oyunu sürdürüyorum.O an beni öldürebilirdin,boş bir anımdaydım ve oyunlarda kendini boş bırakırsan...ölürsün.Yine de beni ayağa bu şekilde kaldırman bana bir dövüş teklifini çağırıştırıyor.Oyunlarda kurallara uymalısın.Biri sana direk olarak dövüş teklif ederse onunla dövüşürsün.Ve bunu yapman büyük bir hataydı bayan." Konuşmasını bitirdikten sonra birkaç saniye hiç kıpırdamadan durdu.Ama hemen sonra ani bir hereketle sol eliyle kızın boğazını sıkan elinin bileğini kapıp onun sırtına dayayacak şekilde ters çevirdi ve sağ ayağıyla onun diğer eline hızlı bir tekme savurarak kılıcı havaya uçurdu.Kılıç birkaç metre ötede yere saplanırken kızı aynı pozisyonda tutmaya devam ediyordu.Savaş içgüdüleri uyanmıştı.Yine de bunun ne kadar huzursuzluk verici olduğunu düşündü.Kız yanına hiç gelmeseydi normal gününe devam edecekti ve bu atraksiyonlara girmesine hiç gerek kalmayacaktı. "Ne kadar *gereksiz*" diye düşündü ve boştaki eliyle kızın boştaki elini bileğinden kaptığı gibi onu diğerinin yanına getirdi ve kızı hareket edemeyecek şekilde birkaç dakika tuttu.Sonra ise bunun ne kadar gereksiz ve saçma olduğunu düşündü.Neden yapıyordu ki bunu?Savaş içgüdüleri yavaşça soldu ve kızı bırakarak arkasını dönüp uzaklaştı.Yine de bir saldırı olacağını biliyor gibiydi.Ama umursamıyordu bunu,kız bu kadar savruk ve bilinçsizce hareket ettiği sürece onu bu şekilde kendinden uzaklaştırmaya devam edecekti.En azından evine gidene kadar.Evinde de ona saldıracak hali yoktu ya? | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Perş. Haz. 18, 2009 12:02 am | |
| Tekrar bir iç çekişle söylediklerini dinledi. Hiç bir şey yapmadı. Gözlerini kapattığı an ise birden bileğinin tutulduğunu hissetti. Gözlerini açtığında ise eline Beyaz saç şimdi arkasındaydı ve elini bileğinden kapmıştı. Eline gelen sert bir tekme ile kılıcı bir kaç metre ileri düştü. "Dayak istiyor ha?" diye düşündü. Aslında cidden kendi sınırını aşmıştı. Kendsi bu durumu hakediyordu. Ama bu beyaz kafada farklı bir şey vardı. Sanki senelerdir bu haldeymiş gibi... Bir insan bu halde 1 hafta dayanamaz. O yüzden bu kadar ileri gitmişti. Bir süre sonra Beyaz saç onu bıraktı. Hiç bir şey demeden oradan ayrılıyordu beyaz saç. Kılıcını yerden aldı. Jounin'e dönüp "Bunu ben hakettim, biliyorum. Hiç öyle 'senin hatan' der gibi bakma." dedi. Tsurugi'yi yerine koyarken Beyaz saç'ın arkasından bağırdı "Hey! Bari bana adını söyle! Bu kadar da hayata küsmüş olamazsın, değil mi?" En azından bu gizemli kişinin adını öğrenmeliydi. Öylesine gitmesine izin verecekti ama, bir daha karşılaşırsa onun da kendini tutmayacağını biliyordu. En azından rakibinin adını bilmeliydi. Daha sonra ise kendi evine gidecekti. Bu kadar gürültü patırtı yetmişti... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18266
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Perş. Haz. 18, 2009 12:27 am | |
| Yürümeye devam ediyordu sessizce,yavaşça birbiri ardına kalkan adımların hepsinde gelecek herhangi bir saldırıya karşı tetikteydi.Ancak saldırı gelmedi.Anlaşılan o da bundan sıkılmıştı.En azından biraz rahatladım diye düşündü Mekato.Şimdi yeniden yalnız ve rahattı.Evine gidip yalnızlığıyla başbaşa kalabilirdi.Ve bu gayet güzel olurdu.Yüzüne sakin ve rahat bir ifade gelmişken arkasından gelen yine aynı sesle suratı buruştu.Yine ne istiyordu bu kız?Bir daha saldırırsa aynı şekilde yakalanıp etkisiz hale getirilecekti,bunun farkına varmış olmalıydı diye düşündü Mekato.Ama kıza kulak verince kendisine saldırılmadığını anladı.Tam aksine,kız onun ismini soruyordu.Ne kadar gereksiz diye düşündü yine Mekato.Ama kendini alamadığı bir şekilde elleri ceplerinde arkasını dönüp normal ses tonunda ismini söyledi; "Ryuusuke Mekato" duyup duymadığı umrunda değildi,o ismini söylemişti.Yüzünü yeniden ifadesizleştirerek geriye döndü ve yürümesine devam etti.Ama şimdi aklını kurcalayan birkaç soru daha vardı.Neden kıza ismini söylemişti ki?Bunun için herhangi bir sebebi yoktu.Aslında cevabı içten içe biliyordu ama bunu kendisine itiraf edemiyordu.Bu lanet olasıca kız Yukio'ya çok benziyordu..Tavırları,yüz ifadeleri,azmi..Hatta kılıç tutuşu bile ona benziyordu.Ona,takım arkadaşına,hayatta en değer verdiği varlıklardan birine,kendi hatası yüzünden ölmüş kişiye,o öldükten sonra hayata küstüğü kıza,biricik ilk aşkına.. | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18843 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Perş. Haz. 18, 2009 12:47 am | |
| İsmini sorduktan kısa bir süre sonra Beyaz saç tekrar durakladı. Galiba bu sefer cidden kızmıştı. Galiba Izumi'yi cidden pataklayacaktı burada? İsterse yapabilir diye düşündü. Ve o kadar büyük konuşmuştu ki kendisini bir an Kage sanmıştı. Gelebilecek her türlü sözlü veya fiziksel saldırıya karşı hazırladı kendini. Ancak sakin bir şekilde ismini söylediğini duyunca rahatladı. O tekrar arkasını dönüp karanlıkta ilerlerken oda kendi ismini söyledi "Kiseki Izumi" Mekato'nun onu duyduğuna emindi. Tekrar büyük bir iç çekti ve başka bir yönden evine doğru ilerlemeye başladı. Jounin'e de ona doğru dönmeden "Bana bu konuda arka çıktığınız için teşekkürler, Jounin-san" dedi. Tepkisini beklemeden hızla oradan uzaklaşıyordu. Yaptığı şimdi ona çok saçma geliyordu. Neden birisini bu kadar çok ikna etmek istemişti? Sürekli böyle insanlarla karşılaşıyordu ama Mekato onlardan farklıydı. Nedeni bu olabilirdi belki. Ama nedeni ne olursa olsun yaptığı saçmalığı değiştirmiyordu. Tanrım. Neden hep yaptıklarından sonra böyle suçluluk duygusu hissediyordu? Bunu kendi de bilmiyordu, öğrenemeyecekti de asla. Ama ne olursa olsun, onu bu durumdan kurtaracaktı. Hiç kimseye kendini doğru düzgün dinletememişti, kimseyi değiştirememişti ama bu sefer yapabilirdi. Eğer hayat öğretemiyorsa, o öğretecekti. Bir an hocası gözünün önüne geldi. Şu anda hayatta olsaydı, ne kadar geliştiğini görüp gururlanırdı, ama hala bu aptal düşünceleri taşıdığı için Izumi'ye kızabilirdi. Ne olursa olsun, hocasının hayatta olmasını isterdi.
Düşünceden düşünceye atlarken, sonunda Konoha'nın kuytu bir köşesinde olan tek katılı evine vardı. Büyük bir iç çekişle elini kapı koluna götürdü. Uzun bir akşam olmuştu onun için... | |
| | | Akaoni Shanks Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 15/06/09 exp : 20798 Nerden : Otogakure
| Konu: Geri: Mezarlıkta Günbatımı Perş. Haz. 18, 2009 5:21 pm | |
| Saemon kızın isteğini haklı bularak hiçbirşey yapmamıştı. Hatta küçük bir boğuşma olmasına rağmen, sessizce oturmuş, onları izlemişti. Havada kimsenin fark etmediği, ancak yine kimsenin sebep olmadığı bir gerginlik vardı. Saemon için yapılacak birşey yoktu. İkisinin de birbirlerine isimlerini söyleyip, yavaşça tam ters yönlerden kaybolmasını izledi. Zor bir zamanda, belki de değer verdikleri tek kişiyi kaybetmişlerdi. İkisi farklı yollarla hayata dönse de, bu tam bir dönüş sayılmazdı. Hiçkimse birini tam olarak unutamazdı. Saemon yavaşça yerinden kalkıp gitmeye hazırlandı. İçinden bir ses bu ikisiyle başka bir zaman yeniden karşılaşacağını söylüyordu. O zaman gelirse neler yapacağını bilemiyordu. Yavaşça ayaklarına kontrolü bırakıp mezarlıktan kayboldu. Aklında onlar hakkında kalan tek şey isimleri olacak gibiydi. Ancak isimleri bile ona bu günü hatırlatacaktı.
Not: zayıf bir son oldu, ancak zamanım kısıtlı olduğu için yazamadım | |
| | | | Mezarlıkta Günbatımı | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|