Sitemize Hos Geldiniz... |
|
| Gerçekler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 1:07 pm | |
| ...
Sıcak bir öğle vaktiydi. Çocuklar, Konoha sokaklarının gölgelerinde neşeyle oynuyorlardı. Bir kaç ninja ise günlük devrilerindeydi. Bunu yapmak istemedikleri ise yüzlerinden anlaşılıyordu. Bu sıcak havada kim devriye gezmek isterdi ki? Evlerinde oturmak varken... Izumi ise bunları düşünürken sokağın tam ordasında, güneşin tam da en tepede olduğu vakitte yürüyordu. Kendi ise neden dışarı çıktığını bilmiyordu. Elleri ince paltosunun cebinde -bu sıcakta onu bile giymişti- ormana doğru ilerliyordu. Evde oturmaktansa ormanda biraz gezintiye çıkacaktı. Morali yerine gelirdi belki.
Ormana sonunda girmişti. Sessiz ormanda yavaşça yürümeye başladı. Elleri hala cebindeydi. Kafası ise hafifçe öne doğru eğikti. Pek fazla bir şey düşünmeden yürüyordu. Buraya gelmesinin asıl amacını kendisi de bilmiyordu. Sadece gelmek istemişti. Ama normal zamanlardaki gibi değildi. "Amaaan, ne önemi var? Sadece sessizliğin keyfini çıkar, Izumi." diye bu düşünceleri kafasından attı. Bir açıklığa gelene kadar yürüdü. Vardığı açıklığın tam ortasına hafifçe gün ışığı vuruyordu. Buna fazla aldırış etmeden gölge bir ağacın dibine bağdaş kurarak oturdu ve zihnini temizlemeye başladı... | |
| | | ADMİN Akatsuki Lideri
Mesaj Sayısı : 68 Kayıt tarihi : 12/06/09 Yaş : 31 exp : 24674
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 1:28 pm | |
| Zanshi genç İzumi'yi izliyordu aslında onu takip ediyordu.Ona olabildiğince yaklaşıp gerçekleri anlatmak istiyordu.Bu yüzden onu etkisiz hale getirmeliydi,''Akatsuki'ye gelip eğitildiğin gün ve ilk jinchuuriki'ni yakaldığın gün gerçek olan gücüne ulaşmış ve benim olanı vericeksin şimdi sadece sessizliğin tadını çıkar.''der ve ağacın altında yavaş yavaş uyumaya başlayan İzumi'nin yanına bir yılan misli sokuldu ve onu uyandırmadan yavaşça yere indi uzaktan gören bir insan olsa onu gulyabaniye benzetirdi karanlık cübbesi ve dağınık uzun kahverengi saçları onun ruhunu tanımlarcasına bir şekil kazanmıştı.Kızın yanına yaklaştı ve aniden çimlerin üstüne bastı kızın uyanmasını bekliyorduki ona sharinganın gerçek gücünü gösterebilsin... | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 1:37 pm | |
| Zihnini düşüncelerden temizlerken bir an kendini o kadar rahat hissetmişti ki, uyumaya başlayacaktı. Kendini bıraktı. Biraz öğle uykusu cidden iyi gelebilirdi. Ama içinde kötü bir his vardı. Sanki uyumasını engellemek için onu dürtüyordu. Ancak birden önünde çıkan bir sesle irkildi ve gözlerini açtı. Karşısında siyah cübbesi, dağınık kahverengi saçlarıyla garip ve tehlikeli görünen birisi duruyordu. Hızlıca ayağa kalktı ve Tsurugi'yi çekti. Bir kaç adım geri sıçradı ve "Kimsin sen?" diye sordu. Buradan kaçması gerekebilirdi. Eğer o bir missing-nin ise başı dertteydi. Defans pozisyonunu alırken kafasında kaçabileceği bir rota çiziyordu... | |
| | | ADMİN Akatsuki Lideri
Mesaj Sayısı : 68 Kayıt tarihi : 12/06/09 Yaş : 31 exp : 24674
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 1:49 pm | |
| ''Sakin ol genç insan sana zarar vericek olsaydım sen horlarken kafanı kopartır ve kimsenin bulamıyacağı bir yere gömerdim,şimdi iyi dinle ve gözlerimin içine bak.'' ona gerçekleri anlatmak ve onun hiç bilmediği bazı şeyleri ona anlatmak için sabırsızlanıyordu.Derken kız onun gözlerine baktı ve Zanshi bu bir anlık bakışmada saliseler içinde mangekyousunu açıp ona tsukuyomi ile kendi dünyasına hapsetti.Ona klanından bahsetti;Senin klanın yılanların kanını taşır zehir senin kanın küçüğüm şimdi beni iyi dinle sen Jyoroku klanından bir üyesin bunu senden gizlediler ancak biri size bu gerçeği anlattığında sizin klan özellikleri aktif hale geçer ve kekeigenkainizikullanıma hazır olur.Senin klanından bir kişiyi grubuma dahil etmek için yıllardır arıyorum fakat o gün bugünmüş seni çok güçlü yapabilirim benim yanıma gel ve öğretilerime sağdık ol bu şekilde istediğin her şeye sahip olabilirsin.Beni anladın mı küçük? der ve tsukuyomi etkisinde olan genç kıza tehditkar bakışlarla cevapını vermesi için bekledi... | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 2:00 pm | |
| Kiseki bir anlık göz kırpmasından sonra kendini siyah ve çarpık bir dünyanın içinde buldu. "Kahretsin, genjutsu!" Etrafına bakındı ancak tek görebildiği bu yabancı idi. Gözleri ise bir Uchiha'ya benziyordu. Ama bu daha garipti. Tek bir parça ve desenliydi. Yabancı konuşmaya başladığında ise onu dinlemekten başka çaresi olmadığını anladı. Konuşmayı dehşet içinde dinledikten sonra "Klan mı? Benim bir klanım yok. Ben sadece bir yetimim!" dedi. Ama garip bir şeyler hissediyordu. İçinde oluşan garip hisse aldırmadan "Sana katılmak mı? İstediğim her şey mi? Bana da iyi bir şey sunmalısın. Ben istediğim her şeye sahibim ve fazlasına da ihtiyacım yok, yabancı." dedi. Genjutsudan kurtulmak için chakra akımını kesmeyi denedi. Ama nedense kurtulamıyordu. Çok güçlü bir genjutsu olduğu kesindi. Ama buradan ne olursa olsun kurtulmalıydı. Karşısındaki onu burda tek hamlede öldürebilirdi... | |
| | | ADMİN Akatsuki Lideri
Mesaj Sayısı : 68 Kayıt tarihi : 12/06/09 Yaş : 31 exp : 24674
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 2:11 pm | |
| Kızın inatçılığı ve vurdum duymazlığı Zanshi'nin sinirini bozuyordu planlarını kimsenin bozmasına izin veremzdi ve o kıza ihtiyacı vardı.Ona klanının geçmişini göstermeye başladı adı Orochimaru olan birinin klanına neler yaptığını klandaki çocukları nasıl öldürdüğünü gösterdi ve ona klanındaki insanların nasıl dağıldığını gösterir.Bunları gösterdikten sonra ona klanının amblemi olan yılanın bir demir halkalarda sarılı pozunu gösterir bunun kızı etkilemesini umuyordur.''Böyle bir geçmişi ve böyle bir gücü yok sayıyorsan yaşamayı haketmiyorsun demektir artık kararını vermelisin''der ve ona Bijuuları yakalamak için önceki Akatsuki üyelerinin nasıl çabalar verdiğini ama onun bunu sadece Konoha için istediğini idealindeki Konoha İmparatorluğunu nasıl kuracağını anlattı.''Sana bu dünyaya hükmetme şansı veriyorum sana gerçek gücüne ulaşma şansı veriyorum eğer kabul etmeyeceksen sende onlar(diğer ülkeler) gibi yok olmaya mahkümsun demektir.der ve kızı hapsettiği dünyadan çıkarıp onu oracıkta baygın bir şekilde bırakıp kaçar iki geninin saçma bağırmaları ve hesaplaşma çabaları ona çocukluğundaki kötü anlıarı hatırlatır ve Konoha'yı terk edip Akatsuki mağarasındaki odasına gitmek için yola çıkar... | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 2:37 pm | |
| Izumi gördükleri karşısında dehşete düşmüştü. Böyle bir aileden geldiği hakkında hiç bir fikri yoktu. Ama yinede emin değildi. Geçmişini izledikçe içindeki kötü his büyüyordu. Bunu durduramıyordu. Klanın amblemini görünce ise kalbi bir anlığına durdu. Öksürerek bir dizi üstüne çöktü. Yabancının söylediklerine tek kelime önem vermiyordu. Yabancının sözleri bittiğinde ise genjutsu kırıldı. Kendini aniden tekrar ormanda buldu. Ama hava iyice kararmıştı. Uzunca bir süre baygın kaldığını düşündü. Kendine inanamaz bir biçimde ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Klan ambleminin görüntüsü tekrar gözünün önüne geldiğinde ise tekrar kalbi bir anlığına durdu. Dizlerinin üzerine çöktü. Karnını garip bir şey içten kemiriyor gibiydi. Yere düştü. Acı içinde yerde kıvranıyordu. Ama çığlık atamıyordu. Yardım isteyemiyordu. Karnında başlayan acı yavaş yavaş tüm bedenine yayılıyordu. Bir anlığına ellerine bakabildi. Gördüğü tek şey, beyazlamakta olan derisi idi. Korkuyla tekrar gözlerini kapadı. Dişlerinin hafifçe uzadığını farketti. Yavaş yavaş his hözlerine doğru ilerlediğinde ise aniden bir çığlık attı. Yerde gözlerini tutarak acıdan ağlamaya başladı. Yavaş yavaş içindeki kötü his, yerini mutluluğa bırakıyordu. Acı da yavaş yavaş yokoluyordu. Tam 5 dakika sonra ise tamamen durmuştu. Yerde doğrulup sırtını bir ağaca yasladı. İçindeki müthiş hissi kabul etti. Garip bir kahkaha attı. Hırslı Izumi'nin yanında bir de güce düşkün bir kişilik daha doğmuştu. Güç kelimesi aklına geldikçe kendini tutamıyordu. Bir yandan dönüştüğü şeyi istemiyor, bir yandan ise kabul ediyordu. Kahkasının ardından ise, bacaklarını kendine doğru çekerek yüzünü astı. Bunu isteyip istemediğini bilmiyordu. Eski Izumi'ydi hala. Ama nedense güce bir açlık duymaya başladı. Bu, klanından gelen bir şey olmalıydı. Yavaşça yüzünü yukarı, aya doğru kaldırdı ve düşüncelere daldı... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18263
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 3:14 pm | |
| Ormanda klasik yürüyüşlerinden birini yapmaktaydı Mekato.Hava kararmaya başlamıştı.Ay yüzünü göstermişti ve yıldızlar birer birer uyanmaktaydı.Esen hafif rüzgar ağaçların yapraklarını hışırdayıp hafifçe yüzünü yalıyordu.Deri botları toprağa güven verici şekilde basıyordu.Ormandaki yürüyüşünü bitirince mezarlığa gitmeye karar vermişti.Yönünü oraya çevirip biraz yürüdü.Normalde mezarlığa her gün gitmeyi aksatmazdı ama son günlerde çok yoğun bir programı vardı ve ister istemez gidemiyordu.Arayı üç-dört güne kadar çıkarmıştı.Mezarlığa gitmediği zaman içinde bir ukte oluşuyordu her zaman.Hala kendisini suçlu bulmaktaydı.Ve zaten kendisi suçluydu.Ne kadar Minami-Sensei,Ryouhei ve diğer *eski* arkadaşları onu ikna etmeye çalışsa da hepsi onu nsuçlu olduğunu bilmekteydi.Kendini kontrol edebilmiş olsaydı..Hafifçe başını sağa sola salladı ve bu düşünceleri aklından çıkardı.4 yıllık uzun süreçte bunları umursamamayı öğrenmişti.Artık zihnini tam anlamıyla kontrol edebiliyordu.Bu ona kolaylık sağlamıştı.Zaten geceleri gördüğü rüyalar ona yeterli acıyı vermekteydi..
Mezarlığa yaklaştığında -hala ormanın girişlerinde olmasına rağmen- yüzünü hafif bir gülümseme aldı.Bu ortam ne kadar insanlara acı veriyor olsa da Mekato mezarlığı her zaman huzurlu ve ruhunun dinginliğinin arttığı bir yer olarak görürdü.Hayat hakkında düşünmek için buradan uygun bir ortam olamazdı.Kendini kaptırmış ve yüzündeki gülümseme biraz daha büyümüş,yüz ifadesi yumuşamışken ormanın içlerinden duyduğu çığlıkla aniden yüzü ciddileşti.Ses fazla uzaktan gelmemişti.Missing-nin'ler birine mi saldırmıştı?Hızla bacağına bağlı minik teçhizat çantasından iki kunai aldı ve onları sağ elinde çevirirken çığlığın geldiği yere doğru ilerlemeye başladı.Kendini her çeşit görüntüye hazırlamıştı.Ancak çığlığın geldiğine emin olduğu yerde hiçbirşey yoktu.Hiçbirşey.Yalnızca ağaçlar,çim öbekleri,çalılıklar,yapraklar ve sırtını ağaca dayayıp yere oturmuş bir kız.Sırtını ağaca dayayıp yere oturmuş bir kız.Bunun pek doğal birşey olduğunu sanmıyordu.Sağ elindeki kunaileri atmak için pozisyona getirirken ağaca -yani kıza- doğru ilerledi.O an esen bir rüzgarla üstlerindeki dal kopup uçtu ve ay ışığı tam ikisinin üstüne vurdu.Mekato ise gördüğü karşısında hafifçe şaşırmış ve savunma pozisyonu alarak geri sıçramıştı.Ancak kızın,daha doğrusu şeyin(!?) kendine saldıracak gibi bir hali yoktu.Ama yüzün ona son derece tanıdık geldiğini hissetti.Sanki daha önce birkaç yerde görmüştü bu yüzü..*baş belası* | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 3:35 pm | |
| Hala kendine yam anlamıyla gelememişti. Yaşadığı olayın şoku içindeydi. 5 dakika içinde kişiliğini 2 kez kaybetmişti. Bunun içinde oluşturduğu boşluk hissiyle kapışıyordu. Ancak bunu tek başına yapamayacaktı. Kendine güvenemiyordu. Birisinin ona hala Izumi olduğunu söylemesini bekliyordu. Yerinden hiç kıpırdamadan bekledi. Yüzünde tek bir ifade bile yoktu. Kendinden korkuyordu. Ne yapcaktı? Eğer köy onu böyle kabul etmezse ne yapacaktı? Aklına o yabancı geldi. İçinde yeni oluşan 2. kişilik, onun yüzüyle beraber uyanmıştı. Kendini kaybediyor gibiydi. Yüzünü buruşturarak iç güdüsel olarak baskın çıkmaya çalıştı. Bir süre sonra ise başardığını hissetti. Tekrar eskisi gibiydi. En azından o ölye düşünüyordu.
Olayın şokunu atlattığında düşündüğü tek şey, ne gibi bir değişim geçirdiğiydi. Galiba gördüğü klan üyeleri gibi yanaklarında birer siyahlık oluşmuştu. Ellerine baktığında ise bembetaz olduklarını gördü. Dişlerini diliyle kontrol etti. 2 tane dişi uzamıştı ve uçlarında ise küçük birer delik vardı. Bunların ne işe yaradığını daha çözememişti. Ama klanının yılana benzeyen amblemi aklına tekrar geldi. "Yılanlar?" Klanı ve yılanlar arasında bir bağ olabileceğini düşünüyordu. Tekrar düşüncelerine dalmıştı ki kopan dalla beraber birden ay ışığı yüzüne doğru vurdu. Etraf biraz daha aydınlandığında ise karşısında tanıdık bir yüz gördü. Yüzüne küçük bir gülümseme geldi. Ancak yerinden kıpırdamadı. "Beni... tanıyamadın mı, Mekato? Benim, Izumi." dedi titreyen bir sesle. Onu tanımamasından korkuyordu... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18263
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 4:06 pm | |
| Titreyen,yumuşak sesi duyduğunda yüzün neden ona tanıdık geldiğini de anlamıştı.Bu her zaman ona baş belası olan ukala kızdı.Ama şuan oldukça farklı görünmekteydi.Ve her zamankinin aksine yaydığı aura güçlü değildi.Kırık,ikiye bölünmüş,bozulmuş olarak hissediliyordu.Mekato bunun karşısında yüzünde hafif bir şaşkınlık ibaresiyle kıza baktı.Zavallı halde görünüyordu.İçinde büyük bir savaş yaşanıyor olmalıydı.Ama nedendi bu?İnanışlarına bu kadar sadık,hayata bu kadar bağlı,ve bu yüzden ona baş belası adını taktığı kızı ne bu hale getirmişti?Kızın titreyen sesinde bile bir korku,bir acı vardı.Pozisyonunu bozarak elindeki kunaileri mink çantaya geri koydu ve kıza yaklaştı.Ona ne olduğunu görmeliydi.Ne kadar umursamasa da böyle bir konumda olmazdı.Kız hala bir umutla kendisine bakmaktaydı.Cevap vermeli miydi?Bu ne kadar kişiliğine aykırı olsa da kendinde kıza bir yardım etme zorunluluğu görüyordu.Kızın önüne geldiğinde hafifçe eğildi.Kızın teni bembeyaz görünüyordu,ancak korku sonucu oluşan bir beyazlık değil,sanki cildin yapısından gelen bir beyazlık vardı kızda.Ayrıca gözlerinin altından başlayıp yanaklarında biten siyah,sert ve pullu görünüme sahip kalın ve esnek birer çizgi uzanıyordu.Neden olduğunu bilmediği şekilde içinde farklı birşey hissetti.Ona yardım etmek istiyordu.Normalde hiç umursamayacağı şekilde,ama bu kez onun masumluğuna,kırılmışlığına bakarak ona yardım etmek istiyordu.Kızı teselli etmek için cevap verdi;"Evet,seni tanıyorum.Sen benim peşimden düşmeyen baş belasısın değil mi?"Yüzü hafifçe yumuşadı ve küçük bir gülümseme belirdi.Ancak bunların tamamı onun kontrolü dışındaydı.İçinde kendisi,yani 4 yıldır kendisi olan kendisi "Kes artık şunu!" diye kendisine bağırmaktaydı.Ama şuan onun sesini duymak istediğini sanmıyordu.Hafifçe elini uzatarak işaret ve orta parmağıyla kızın gözünün altından inen siyahlıklara dokundu.Soğuk,sert ve anlaşıldığı kadaıyla hafif pullu bir yapıya sahipti.Elini indirdiğinde bunu da kontrolü dışında yaptığını,kızın nasıl bir tepki vereceğini hesaplamadığını anlayıp içinden kendine bir lanet okudu. | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 4:42 pm | |
| Mekato'nun cevabını bekliyordu sabırsızlıkla. Onu tanımalıydı. Eski Izumi olduğuna kendini kanıtlamalıydı. Şaşkın bir şekilde ona doğru bakıyordu Mekato. "Beni... tanımadı..." diye düşündü içinden. Kendisini kötü hissediyordu. İçinden kendine kızıyordu. Kaslarını garip bir sinir dalgasıyla kasmaya başladı. Ancak gelen ses ile rahatladı. Mekato onu tanımıştı. O kötü his yerini tekrar umut ve mutluluğa bırakmıştı. Mekato'nun onun yüzüne doğru elini uzattığını farketti. Bir anlığına kendini çekti, ama daha sonra ise serbest bıraktı. Mekato, yanağına dokununca ise irkildi. Dokunduğu yer sertti. Buna kendisi de anlam veremedi. Yavaşça aynı yere kendisi de dokundu. Siyahlığın olduğu yer pulluydu. Biraz korkmuştu. Bu kadar değişikliği nasıl geçirdiğine kendisini inandıramıyordu. Ancak daha önemlisi, Mekato ona dokunmuştu. Tekrar aklına geldiğinde ise aniden ayağa kalktı, muhtemelen bayıldığında düşürdüğü bir kaç adım ilerde duran Tsurugi'yi yerden alıp sırtına astı. Yüzünü Mekato'ya dönmeden "Beni hatırlamış olmana minnettarım. Ve yalnızlıktan kurtulmam için birilerine ihtiyacım olduğu da doğru. Ama bu yüzüme dokunabileceğin anlamına gelmiyor." dedi. Sesi titrek, solgun ve tedirgindi. Ne kadar onu hatırlayıp mutlu etmiş olsa da, birisinin ona dokunmasına fazla dayanamazdı. Bir kaç adım ilerdeki başka bir ağacın yanına gidip sırtını ona dayadı. Yorgundu. Fazla yürüyecek hali yoktu. Mekato'ya doğru baktı. Mekato onu görünce şaşırmış, ama ne olduğunu sormamıştı. Ramencide olan olay aklına geldi. Mekato'ya sorulmaması gereken bir soru sormuştu. Ardından ise çok büyük bir hata yaptığını anlamıştı. O gün çektiği acıyı şimdi anlıyordu. Neden geçmişinin sorgulanmasını istememek... Mekato'ya şimdi hak vermeye başlamıştı. Ama onda bir farklılık hissediyordu. Her zamanki Mekato değildi karşısındaki. "Eğer bana acıyorsan, bir kez daha düşün." dedi. Sesindeki titremeyi ve tedirginliği atabilmişti. Ama hala solgundu... | |
| | | Ryuusuke Mekato Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18263
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 5:18 pm | |
| Yine terslenmişti.Son 4 yıldır kendisi olan kişi içinde hapsolduğu yerden kahkahalar atıp yeniden Mekato'nun gerçek kişiliğini hapsetmişti.Her seferinde böyle oluyordu işte.Neden kendini zayıf göstermişti ona karşı.Yine terslenmişti.Kendi kontrolü dışında kontrol etmiş de olsa bu kez uzun zaman sonra kendi benliğini hissedebilmişti.Ama yine,yine birini kaybetmişti.Kendini bu yüzden içine kapatmış,bu yüzden insanlardan soyutlanmıştı işte.Bütün insanlar bencildi.Ve asıl hata da kendisindeydi,yine.Bu kıza güvenemeyeceğini daha önceden anlamış olması gerekirdi.Neden yardım etmişti ki ona.Umrunda mıydı kız onun?Hiç sanmıyordu.Kimseyi umursamamıştı,onu da umursamıyordu işte.Yüzündeki gülümseme çarpılmış ve sinsi,pis bir sırıtmaya dönüşmüştü.Yüzü bezgin ifadesini almıştı yeniden.Ayağa kalkıp kıza baktı her zamanki bezgin,umursamaz ifadesiyle.Ardından soğuk bir sesle konuşmaya başladı;"Sana dokunmamamı o kadar çok istiyorsan,o an suratıma bir tekme geçirseydin ve ikimizde rahatlasaydık ha?" Ardından arkasını dönüp eski rotasına doğru yol almaya başladı.Yeniden yapmıştı işte hatasını.Her seferinde yumuşatıyordu kendini belki bu kez birine güvenebilirim diye.Ancak olmuyordu işte.Hiçkimse anlamıyordu.Hiçkimse.Yeniden mezarın yolunu tutarken kafasını temizlemeye ve bunu hiç yaşanmamış saymaya başlamıştı.Ancak bu saatten sonra kimseye güvenmeye çalışmayacağı konusunda kendine söz verdi. | |
| | | Kiseki Izumi Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 17/06/09 exp : 18840 Nerden : Konoha
| Konu: Geri: Gerçekler Çarş. Haz. 24, 2009 5:56 pm | |
| Mekato'nun sözlerini duyduğu zaman hiç bir şey hissetmemişti. Yüzünde yok olan o umudu farkettiğinde ise onun için zaten çok geç olduğunu anlamıştı. Artık o bu durumdan kurtulamazdı. Sonuna kadar kendi ruhunu bir kafese kilitleyip, anahtarını da dipsiz bir kuyuya atmıştı.Hiç bir zaman gerçekten mutlu olamayacak, insanları da ruhunun içinde olduğu kafesin gardiyanları gibi görüp yaşamına devam etmeye çalışacaktı. Ama farkedemediği tek bir şey vardı. O gardiyanlar onu hapsetmek için değil, onu korumak için vardı. Her insanın ruhu bir kafes içindedir. Zihin denen bir kafesin içinde. Önemli olan, insanları oradan uzak tutmak değil, oraya kabul etmektir. Çünkü yaşadığın yada tıkıldığın yer, orada birileri varsa, hayatı paylaşabileceğin birileri varsa çekilir olur. O ise bu dünyayı kendine soyutlamayı seçmişti. Hiç bir zaman o kafesi yaşanabilir bir hale getiremeyecekti. Sinsi gülüşü ise bunu kanıtlar nitelikteydi. O giderken arkasından baktığı zaman onu ilk kez gördüğü günü hatırladı. Onu farklı sanmıştı. Onu bu durumdan kurtarabileceğini sanmıştı. Ama yanılmıştı. O zaten seçimini başta yapmıştı. Kendisini geçmişinde rahat hissediyordu. Ama farkedemediği şey ise hayatın geçmişi beklemediği, devam ettiğiydi. Geçmişte kalanların, yanlışlarından nefret edenlerin bu hayatta işi yoktu. Onun da ömrü kısaydı işte. Yakın bi zamanda o çok özlediği geçmişine, bir zamanlar mutluluğunu sürdüğü geçmişine geri dönecekti. O çok sıkı bağlar kurduğu geçmişi. Onu mezarlıkta gördüğünde bunu anlamıştı. Eğer geçmişle bağlarını kopartamazsan, seni olduğun yere hapsederler. Hiç bir zaman bırakmazlar. Seni oradan kurtaracak bağlar kurmazsan, sonsuza kadar orada kalırsın. Mutluluğun , umudun o ışık dolu yüzünü göremezsin, sıcak ve bir gül kadar narin elerini tutamazsın.
O giderken düşündüğü şeyler bunlardı. Ama hissettiği tek bir şey yoktu. Ne içinde bir öfke ne bir üzüntü, ne bir mutluluk. adece yalnız kaldığı için oluşan bir boşluk vardı. Onu ne özleyecekti, ne de yanında isteyecekti. Onun için normal biriydi artık. Belki Izumi'nin hatası olabilirdi bu durumda, ama o çoktan seçimini yapmıştı. Kendini şartlandırmıştı. İnsanlar 2 gruba ayrılırdı Izumi için. Bulundukları durumdan kurtulmak isteyenler, bulundukları durumu kabul edenler. Bulundukları durumdan kurtulmak isteyen insanlar, her zaman geleceğe umutla bakmayı öğrenmiş olanlardır. Hiç bir zaman bulundukları durumu kendileri için en iyisi olduğunu düşünmezler. Her zaman bir çıkış olduğunu düşünürler. Hiç bir zaman yılmazlar. Ama diğer grup, hiç bir zaman çıkış yolu aramaz. Her zaman gidebilecekleri son noktaya vardıklarını düşünürler veya hiç bir zaman ileriye gidemeyeceklerini. Denemek için pek bir şey yapmazlar, yapsalar bile ön yargılı olurlar. İnsanların hareketlerinin arkasındaki gerçek görmek istemezler. Sadece onları yaralamak için yaptıklarını düşünürler. Mekato 2. gruptandı. Bunu kendisi de biliyordu. Ve o grupta kalmayı seçtiği anda, geleceğini ve kaderini de mühürlemiş oldu. Bu düşüceler kafasında dönerken kendi durumu aklına geldi. Bu durumdan kurtulmak istiyordu evet, ama bunu yapamayacaktı. Ama atlatabildiği kadar atlatacaktı Yaşamına normal bir şekilde devam etmeye çalışacaktı. İçinde uyanan 2. Izumiyi kontrol altına almayı öğrenecek, gerçeklerden pay çıkaracaktı. Mekato yavaş yavaş karanlığın arasında kaybolurken onun kaderini hisseder gibiydi. Arkasından istemeyerek te olsa fısıldadı "Eğer istemeseydim, bunu cidden yapardım." Onunla bir daha karşılaşmamaya çalışacaktı. Ona zarar verdiğini biliyordu. Her ne kadar Mekato'nun durumlara bakış açısını sevmese de, ona zarar vermeyecek seçimler yapmalıydı. İnsanlara zarar vermeyi sevmezdi Izumi. Yavaşça uzandığı ağaçtan ayrıldı, köye doğru yoluna koyuldu. Eve gidip uyumak istiyordu. Fazla düşünmek bu gece yine kafasını yormuştu. Yavaş ve solgun bir biçimde köyün ışıklarına doğru ilerledi... | |
| | | | Gerçekler | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|